Aikido Nedİr? (devami)
Aikido’nun temel ilkesi; bir rakibin hareketi ve enerjisi ile uyum içinde hareket etmek, kişinin kendi fiziksel merkezini, karşı saldırıdan korurken, rakibin fiziksel merkezini denetlemektir. Kişi, asla kendisine yönelen güç ve saldırganlığa aynı şekilde karşılık vererek dövüşmez. Bunun yerine bedeninin yerini değiştirme, eklem kilitleri veya denge bozma, fırlatma, denetim altına alma teknikleri, yaşamsal noktalara saldırmaya yönelik teknikleri uygular ve tabii aşırı güç harcamadan rakibin saldırısının yönünü değiştirmek ve denetim altına almak için onun hareketi ve enerjisiyle uyum içinde olmasını sağlayan daha ileri teknik ve yöntemleri kullanır.
Aikido'nun Kökenİ ve Tarİhİ
Ne yazık ki, Aikido’nun tam kökeni ve oluşumuna yarayan formlar güvenilir bir biçimde belgelenmemiştir. Bu nedenle de, bu konuda günümüzde birkaç yaygın teori veya hikaye bulunmaktadır. Yapılan yoğun araştırmalar sonucunda ortaya çıkan ve aşağıda verilen hikayenin, gerçeğe uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Yorimitsu Minamoto
Aikido teriminin ilk olarak, bundan yaklaşık 900 yıl önce, Teseiwagenji Klanı’ndan ünlü bir samurai olan Yoshimitsu Shinra Saburo Minamoto tarafından kullanıldığı sanılmaktadır. Dendiğine göre, Yoshimitsu, Daito Malikanesi’nde, suçluların ve savaşta ölenlerin bedenlerini parçalara ayırarak incelemiş, bu sayede edindiği beden ve iskelet sistemi işleyişi
hakkındaki bilgisi de Daito-ryu stil jujutsu’ya temel oluşturmuştur. Yoshimitsu bu sanatını, daha sonra Japonya’nın Takeda bölgesine yerleşecek olan oğlu Yoshimitsu Yoshikiya’ya aktarmıştır. Aile, 1500’lerden 1800’lerin sonlarına dek Takeda’da (Kai Eyaleti) yaşamış ve “Takeda” adını almıştır.
Minamoto No Yoriyoshi
Takeda Sokaku ve Aikido’da Daito-Ryu Aiki Jujutsu Etkİsİ
Özde, Aikijutsu savaş alanında zırh giyen diğer Bushi’lere (askerler) karşı kullanılmak için Toso teknikleri (kılıç ve mızrak) temel alınarak geliştirilmiştir. Zamanla, jujutsu ikinci planda kalan bir eğitim olarak çalışılmaya başlanmıştır. Jujutsunun içinde Aiki no jutsu (Aikijujutsu) denilen ve yüksek dereceli samurailer için saklanan ikinci bir çalışma vardır. Jujutsu teknikleri saldırmak için de kullanılabildiği halde, aiki no jutsu kesinlikle savunmaya yönelik bir sanattır. Bu teknikler zaman ve ihtiyaçlara bağlı olarak gelişim göstermiş, Kai Eyaleti’ndeki Takeda Ailesi içinde bir “gotenjutsu” ya da saray içinde, soylular arasında öğretilen bir savaş sanatı olarak nesilden nesile devredilmiştir. Daha sonra Takeda Komitsugu, bu öğretiyi Aizu Klanı’na aktarmıştır. Daito Ryu’nun Aizu Klanı’na geçmesinden sonra, en üst düzey memurlar, lordlar ve generaller, Aizu kalesi içinde kendilerini korumak için Aiki no Jutsu eğitimi almaya başlamışlardır. (Çoğunlukla suwariwaza ve hanmi handachi olarak görülür. Bu tekniklere aynı zamanda “oshikiuchi” de denmektedir, fakat bu terimin savaş tekniklerini mi yoksa bazı geleneksel adap kurallarını tanımlamak için mi kullanıldığı konusunda bazı sorular da vardır). Edo Kalesi’nde dördüncü Tokugawa Shogunu’nun eğitmeni olan Masayuki Hochina’nın, Oshikiuchi’nin gelişimini tamamladığı ve bunun daha sonra, Meiji Dönemi sırasında Takeda Ailesi’nin Gotenjutsu’su ile birleşerek modern Daito Ryu’yu oluşturduğu söylenmektedir.
Sokaku Takeda
“Bu sanatın (Daito Ryu) amacı, öldürülmemek, darbe yememek, tekme yememektir. Biz de vurmaz, tekme atmaz ve öldürmeyiz. Bu, sadece kendini korumak içindir. Rakiplerimizle, onların güçlerini ve saldırganlıklarını kullanarak uygun bir şekilde başa çıkabiliriz. Kadınlar ve çocuklar bile bunu kullanabilir. Buna rağmen sadece saygı değer kişilere öğretilmektedir. Yanlış bir şekilde kullanımı korkutucu sonuçlar doğurabilir. ...” – Takeda Sokaku.
Takeda Shingen
Takeda Sokaku, Meji döneminde yaşamıştır (1868 – 1912). Yaşadığı dönem içinde tüm Japonya’da köklü değişimler olmuştur (Meiji reformları). Batılı tarzda yaşamın toplum hayatında kabullenilmesi, geleneksel ticaret anlaşmalarının genişletilmesi ve tüm insanlara eşit davranılmasının sağlanması için “samurai” sınıfının kaldırılması, bu yeniden yapılanma hareketinin kapsamındaydı. Meiji yeniden yapılanma süreci içindeki değişimlerden biri de, 1876’da halk içinde kılıç takılmasına dair yasak getirilmesiydi. Takeda Sokaku, Daito Ryu jujutsu’nun öncelikli olarak Kenjutsu (kılıç) üzerinde yoğunlaşan tekniklerini Aikibujutsu’ya uyarlayarak bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini anlamıştı (kuminchi teknikleri 1922’ye dek “Daito Ryu Jujutsu” olarak adlandırıldı. Yapılan araştırmalar, “Aiki” kelimesinin, daha sonra Omoto-Kyo’nun lideri Deguchi Onisaburo’nun önerisiyle eklendiğini göstermektedir), böylece daha çok Taijutsu (silahsız teknikler) üzerinde durulmaya başlandı. Bu değişikliklerin ve Sokaku’nun bir zamanlar halktan özellikle saklanan bu sanatı yayma arzusunun bir sonucu olarak yeniden gözden geçirilmiş Daito-ryu oldukça yaygınlaştı ve Sokaku bu düşüncesinin başarıya ulaştığını görmenin tadını çıkardı. İlginç bir not olarak, Takeda Sensei’nin tüm Japonya’da dolaşarak aynı anda değişik öğrenci gruplarına ders vermeyi tercih ettiğini ve bir dojoda asla uzun bir süre kalmadığını da belirtmek gerekir (dendiğine göre bu teknikleri öğrencilerine ayrıntılı olarak öğretmek yerine sadece gösterirmiş). Tuttuğu kayıtlara bakılırsa, Takeda yaşamı boyunca en az 30000 öğrenciye ders vermiştir.
Takeda Shingen
Morihei Ueshiba ve “Takemusu Aikido”
Takeda Sokaku, yaşamı boyunca pek çok usta savaş sanatçısı yetiştirmiştir. Bunların arasında en iyisi ise, Aikido’nun kurucusu Ueshiba Morihei idi. Morihei Ueshiba (O-Sensei), II. Dünya Savaşı öncesindeki yıllar boyunca Daito-Ryu Aikijujutsu’yu sebatla çalışıp öğretirken, bir yandan da kendi Aikido stilini geliştirmiştir. Savaştan sonra O Sensei, Aikido
öğretmeye İwama’da devam etti ve 1969’da ölümüne dek geçen süre içinde Aikido’yu sürekli olarak değiştirip, geliştirdi. Bu dönemde, Ueshiba’nın en tanınmış öğrencilerinden biri olan Morihiro SAİTO, O-Sensei’nin ölümüne dek geçen son 23 yıl boyunca, onun yanında kalarak eğitim görmüştür. Saito Sensei, O-Sensei’nin savaş sanatlarındaki deneyiminin zirvesinde olduğu ve İwama-Ryu Takemusu Aikido’nun çıplak el ve silah tekniklerini geliştirdiği bu uzun dönem boyunca yanında kalan tek öğrencisidir.
|